Dikkat...!!!

Bu sitede yer alan borsa haberleri, borsa yorumları, borsa tüyoları, canlı borsa, hisse senedi analizler ve yorumları tamamen bilgi vermek ve bilgi paylaşmak amacı ile hazırlanıp yayınlanmaktadır. Site içerisinde verilen bilgiler herhangi bir yatırım danışmanlığı veya yatırım bilgisi olarak verilmemektedir.

23 Ocak 2010 Cumartesi

Haftalık Ekonomi ve Strateji Raporu - 1 - 7 Eylül 2008

Son dönemde gelen veriler kredi krizinin patlak verdiği ABD’den sonra, Euro Bölgesi ve Japonya ekonomilerinin de durma noktasõna geldiğini gösterirken,sõranõn gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinde olup olmadõğõna ilişkin belirsizlikise önemli bir endişe kaynağõ haline gelmiş bulunmaktadõr. Krizin Avrupakõyõlarõna vurduğunun anlaşõlmasõ Ağustos ayõnda piyasalarõn sõkõntõlõ bir dönemgeçirmesini getirirken, buradaki risklerin halen tam olarak fiyatlandõğõnõ söylemekde zordur. Ancak esas şok, şimdiye kadar senaryolarda yer verilmeyen ve budoğrultuda hiç fiyatlanmamõş olan gelişmekte olan ülkelerin büyüme hõzlarõnõnbelirgin olarak gerilemesi durumu olacaktõr.

Şimdiye kadar bu yönde bir gelişmeye işaret eden bir veri açıklanmamış olmasına karşılık, son dönemde bu gruptaki borsaların net bir düşüş eğilimine girmesi ve para birimlerinin değer kaybı yaşaması dikkat çekmiştir. Başlangıçta, genel olarak emtia ihracatçısı olan ülkelerin, emtia fiyatlarında Temmuz ortasında görülen sert düşüşten olumsuz etkilenecek olmalarına bağlanan değer kayıplarõ, bu fiyatlardaki düşüş eğilimininson günlerde durmasõna rağmen devam ederek belirsizliklere yeni bir boyut kazandırmıştır. IMF’nin geçen hafta yayınladığı revize büyüme tahminleri de ABD’deki yavaşlamanın diğer ülkelerde daha belirgin hissedileceği senaryosunu desteklemektedir. IMF, Euro Bölgesi için 2008 büyüme tahminini % 1.7 den % 1.4e, 2009 için ise % 1.2den % 0.9a çekerken, ABD için 2008 büyüme tahminini % 1.3 olarak korumuş, 2009 tahminini ise 0.1 puan düşüşle % 0.8 erevize etmiştir. Böylece, global büyüme projeksiyonu 2008 için % 4.1 ten % 3.9 ave 2009 için % 3.9.dan % 3.7.ye revize olmuştur. Ancak, global büyümenin uzunvadeli trendinin % 4 civarõnda olduğu ve gelişmiş ülkelerde resesyon yaşanan yıllarda bile global büyümenin % 1-2 aralõğõnda gerçekleştiği dikkate alındığında,IMF.nin senaryosunun gelişmekte olan ülkeler tarafõnda karanlık bir tablo çizmediği söylenebilir.

Gerçekten de, son yıllarda Dünya.da büyümenin önemli birkısmı ABD, Euro Bölgesi ve Japonya.nõn dõşõndaki ülkelerden (özellikle küreselsisteme yeni entegre olan Çin ve Hindistan ile Brezilya ve Rusya) gelmektedir.Bu ülkelerin büyüme döngülerinin gelişmiş ülkelerin döngüleriyle ilişkisinin güçlü olduğunu öne sürmek ne kadar zorsa, .gelişmiş ülkelerden olumsuz bir yansıma gelmez. demek de o kadar zordur. Kesin olan tek şey, gelişmiş ülkelerin sondurumu da dikkate alındığında, gelişmekte olan ülkelerde büyümeeğiliminin devam etmesinin dünya açısından giderek daha kritik birdeğişken olmaya başladığıdır. Bu nedenle, üretim ve büyüme verileriningeriden geldiğini de dikkate alarak, OECD tarafõndan her ay düzenli olarakaçõklanan Bileşik Öncü Gösterge gerçekleşmelerini yakõndan takip etmekteyiz.Bu tür çalõşmalarda amaç, ekonomik aktivite göstergesi olan bir değişkenin(sanayi üretimi) dönüm noktalarõnõ söz konusu öncü gösterge ile öncedensaptayabilmektir.

OECD, bu endeksin altõ aylõk değişimlerinin yõllõklandõrõlmõşhalinin, dönüm noktalarõnõ 6-9 ay arasõnda öncülediğini belirtmektedir. Bugösterge 2007 ikinci yarõsõndan itibaren, ABD, Euro Bölgesi, Japonya ve OECDgeneli için negatif bölgeye inmiş ve halen bu bölgede seyretmektedir. Bunakarşõlõk, OECD üyesi olmayan yukarõda bahsettiğimiz ülkelerin de dahilolduğu 6 ülke hesaplamaya dahil edildiğinde, ki kabaca küresel büyümeeğilimini temsil ettiğini varsayabiliriz, % 2.nin biraz altõndaki değerlerinbüyümenin devam ettiğine ancak bunun 2001 resesyonundan beri en zayõfeğilime işaret ettiğine şahit olmaktayõz.

Dolayõsõ ile, 2002-06 ortalamasõnõn% 5 olduğunu dikkate alarak trend-altõ büyüme dönemine girildiğinisöyleyebilirken, 2001 yõlõndaki resesyonda küresel büyüme eğilimindekidaralmanõn % 2.ye kadar ulaştõğõna dayanarak, son dönemdeki yavaşlamayarağmen mevcut seviyelerin .kötünün iyisi. olarak değerlendirilebileceğinidüşünmekteyizÖte yandan, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya genelinde büyümehõzlarõnda belirgin bir yavaşlama içinde olunmasõ, her ülke piyasasõnõn vefinansal göstergelerinin aynõ şekilde etkileneceği anlamõna dagelmemektedir. Özellikle büyümedeki göreceli performansa ilişkinalgõlamanõn önemli bir belirleyici olduğunu düşünmekteyiz. Örneğin; kredikrizinin patlak verdiği ABD.de, Fed.in agresif faiz indirimleri ve hükümetin vergiiadeleri ile yõlõn ilk yarõsõnda büyüme Euro Bölgesi.nden daha güçlü olmuş, fiyatistikrarõna odaklanan ECB.nin aynõ desteği veremeyeceğinin anlaşõldõğõ andanitibaren bu durum önce borsa performanslarõna yansõtõlmõş, sonrasõnda uzunvadeli tahviller arasõndaki fark azalmõş ve dolar belirgin bir toparlanmagöstermiştir. Bu bağlamda, krizin ilk yõlõnõn tamamõnda ABD borsalarõna göresürekli olarak daha iyi performans gösteren gelişmekte olan ülkeborsalarõnõn (MSCI endeksi) son dönemde daha kötü performanskaydetmesi, beklentilerin önceden satõn alõndõğõ bu piyasalarõn ilettiğitedirgin edici bir sinyal olmuştur.

ABD, Euro Bölgesi ve Japonya.dan kötühaber ve verilerin uzunca bir süre daha gelmeye devam edeceği açõktõr. Ancak,büyük ölçüde fiyatlanan bu gelişmelerin etkisi zamanla sõnõrlanõrken, piyasalarõhareketlendirecek olan haber ve veriler giderek gelişmekte olan ülkeler kaynaklõolmaya başlayabilecektir. 2001 krizinden beri önemli yapõsal değişimler geçirenve kõrõlganlõklarõ önemli ölçüde azalan bu ülkelerin geçmiş resesyonlardaki kadarolumsuz etkilenmesi beklenmemelidir. Ancak bu durum bu ülkelerden gelecekekonomik aktiviteye ilişkin verilerin önemini de azaltmayacaktõr.Özetle, gelişmiş ülkelerin durgunluk dönemine girdiğinin ve resesyonun eşiğindeolduklarõnõn daha netleştiği son dönemde, şimdiye kadar sağlam durangelişmekte olan ülkelerin bu durumlarõnõ ne kadar koruyabilecekleri daha fazlasorgulanmaya başlamõştõr. Henüz verilere yansõmasa da, öncü göstergelerküresel büyüme eğiliminin 2001 resesyonundan beri en zayõf noktasõndaolduğunu yansõtmakta, gelişmekte olan ülke finansal göstergeleri büyümedebelirgin zayõflama beklentisinin satõn alõndõğõnõ düşündürmektedir. Önümüzdekidönemde bu algõlamanõn verilerle onaylanõp onaylanmayacağõ, küreselpiyasalarõn Temmuz ortasõndaki dip seviyelerinden daha kötü bir noktaya gidipgitmeyeceği konusunda belirleyici olacaktõr.
zaman: 23:16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder